Ayrıca etki eden coğrafi kriterlerin sayısının tespiti ve uzman görüşlerine dayanan tartışmalı grup çalışması, uygunluk analizlerini daha güçlü kılmaktadır. Grup kararlarından iki önemli konu vardır. Bireysel kararların grupta nasıl toplanacağı ve bireysel seçimden grup seçiminin nasıl yapılandırılacağıdır. Artık geriye tek bir hamle kaldı: "Mavi Işık Projesi". Bu Proje, uygulanmakta olan senaryonun sadece görsel yönüdür. Bu projeyle amaç, uzay ve dünyadaki bağlantıları kullanarak özellikle gökyüzünde çeşitli görüntü ve simgeler oluşturmaktır. Yeni nesil lazerler sayesinde gerçek zamanlı hologramlar oluşturulmaktadır. Şimdi ise iltihaplı olan diş ağrısının geçmesi için yapılacak uygulamalardan bahsedelim. Poşet çay: Ağzı bulunan iltihaplanmanın sonucunda bazı yöntemler ile iltihaplanmaların azalması sağlanabilir. Poşet çayı bir bardak sıcak suda demlendirdikten sonra içerisinde ki poşet çayı çıkartarak; buzdolabında 10 dakika Dildebeyazlamanın en sık görülen sebebi, ağız hijyeninin yetersiz olmasıdır. Ağız bakımının düzgünce yapılmadığı durumlarda, dil üzerindeki papilla adı verilen çıkıntılarda şişkinlik ve iltihaplanma ortaya çıkar. Ağız içerisindeki ölü hücreler, yemek artıkları ve mikroorganizmalar bu papillalar içerisinde Cerrahi diş çekimi, çekilecek bölgenin kapalı olduğu durumlarda uygulanan bir operasyondur. Adım 1: Ağız bölgesinde etin içine gömülü olduğu için, etin bir parçası kesilir ve kemik yüzeye çıkar. Adım 2: Diş etinin altında bulunan kemiğin dokusu bir miktar kesilir ve açılan bölgeden diş köküne ulaşılır. Adım 3 aCTL. Diş eti dokusunu etkisi altına alan diş eti çekilmesi, son derece ağrılı ve tehlikeli bir hastalıktır. Hastanelerin periodontoloji bölümlerinde bakılan bu rahatsızlık, birçok farklı rahatsızlığın habercisi ve sonucu olabilir. Vitamin, kalsiyum ve protein eksikliğinde ortaya çıkan sağlık sorunları önce dişleri sonra diş etlerini olumsuz olarak etkilemektedir. Zamanında müdahale edilmediği takdirde kişi, yemek yerken ve konuşurken dahi zorluk Eti Çekilmesine Ne İyi Gelir? Evde Diş Eti Çekilmesine İyi Gelen Bitkisel Çözümler ve Doğal YöntemlerGargara Diş eti çekilmelerine karışı evde hazırlanabilecek gargaralar da tercih edilebilir. Tuzlu su, karbonat ve ada çayı ile yapılacak gargaralar diş eti çekilmesi sonucu hissedilen kanamaları ve ağrıların azaltılmasına yardımcı olabilir. Ancak söz konusu uygulamalar hastalığın geçmesi için yeterli Bakım Ürünleri Kullanmak Dişlerin düzenli olarak fırçalanması oldukça önemli. Ayrıca diş ipi ve diş pastası gibi bakım ürünleri de periyodik aralıklarla Eti Çekilmesi Nasıl Geçer? Söz konusu hastalığın ilerlemesini engellemek ve tamamen düzeltmek için cerrahi müdahale şarttır. Öncelikli olarak diş taşlarının ve tartarlarının alınması gerekir. Toplamda üç ya da dört seans sonunda çekilmenin yol açtığı hasar düzeltilir. Bölgenin sağlıklı dokusundan alınan bir parça bölgeye dikilir. İyileşme süreci toplamda bir ya da iki ay sürebilmektedir. Diş Eti Çekilmesi Nedenleri 1- Genetik etkenler Bazı kişilerin genetik yatkınlığı diş eti hastalıklarının ortaya çıkmasında önemli bir rol oynuyor. Örneğin anne - babasında ya da yakın akrabalarında buna benzer problemler yaşamış kişilerde görülme olasılığı mevcuttur. Genetik yatkınlık ağız içi yaralarının ortaya çıkmasında etkili olduğu gibi diş eti çekilmelerinin çok daha şiddetli hissedilmesine de neden olmaktadır. 2- Yanlış ve yetersiz diş fırçalamak Dişlerin fırçalaması sağa sola değil yukarı aşağı olmalıdır. Üst dişler aşağı doğru, alt dişler ise yukarı doğru yavaşça fırçalanmalıdır. Bununla birlikte haftada en az bir gün damakları hafifçe kanatacak şekilde fırçalamakta fayda var. Bu sayede damaklarda biriken pis kanlar atılırken, diş etleri de kendini yenilemiş olur. 3- Hormonal bozukluklar Özellikle kadınlarda birtakım hormonal bozukluk ve dengesizlikler çeşitli hastalıklara yol açabilir. Diş eti çekilmesi de hormonal dengesizliklerin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Diş Eti Çekilmesi Neden Olur? Yukarıda sayılan nedenler belli başlı ve en sık görülen sebeplerdir. Ancak bazı durumlar ender görülse de yavaş yavaş diş etlerinin çekilmesine ve kişilerin hasta olmasına neden olabilir. 1- Piercing Özellikle merdiven altı işletmelerde hijyen ve sağlık kurallarına dikkat edilmeden takılan piercingler mikrop yaymaya başlar. Dudaklardan damaklara geçen enfeksiyon söz konusu hastalığın dolaylı nedenlerinden biri olarak gösterilmektedir. 2- Yoğun sigara ve kahve kullanımı Kahve ve sigara alışkanlığı dişlerin sararmasına ve çürümesine neden oluyor. Bununla beraber özellikle vitaminsiz kalmış bünyelerde diş eti çekilmesi daha ciddi rahatsızlıklarda da bu tür alışkanlıklar etkili olmaktadır. Diş Eti Çekilmesi Belirtileri 1- Kanama Kanama, en büyük ve yaygın diş eti çekilmesi belirtilerinin başında gelmektedir. Sadece fırçalarken, gündelik yaşam içerisinde de kanamalar ortaya çıkabilir. Özellikle hastalığın ilerleyen safhalarında hasta diş etlerinin üzerinde kurumuş kan görebilir. 2- Beyaz lekeler Çekilme sonucu diş etleri hasta bir görünüme sahip olabilir. Beyaz ve açık sarı lekeler çekilmenin yoğunluk olduğu bölümlerde çıplak gözle görülebilir. 3- Ağrı Çekilen diş etleri en az çürük dişler kadar ağrı yapar. Kişi yemek yerken, uyurken ve diğer gündelik işlerini yaparken zorlanır. 4- Diş kökü Diş eti çekilmelerinin en kötü sonuçlarından biri dişlerin ''kendi kendilerini yemeye başlamasıdır.'' Protein ve vitamin eksikliğine bağlı olan bu belirti, sadece diş köklerinin kalmasına ve ağrı yapmasına sebep Bu içerik sadece bilgilendirme amaçlıdır. Kesin tanı, teşhis ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz. Ana SayfaKedi Hastalıkları 000000 Kedilerde ağız yarası immün yetmezlik virüsünden plak oluşumuna kadar birçok sebepten ortaya çıkabilir. Ağız yaraları tipik olarak ağızda açık ve küçük yaralar olarak kendini göstermektedir. Kedilerde meydana gelen ağız yaraları uzun süre tedavi edilmediğinde ağrıya ve kanamaya neden olabilir. Aynı zamanda kedilerde ağız yaraları başka belirtileri de beraberinde getirir. Kedilerde Ağız Yarası Nasıl Geçer Ağız mukozası giderek kötüleşen bir iltihaba dönüşür ve stomatit olarak adlandırılır. Kedilerdeki ağız yaraları herpes virüsü ve calicivirüs gibi enfeksiyonlar ile ortaya çıkar. Ağız ülseri ve iltihaplar, kedi popülasyonunun %3’ünü etkilemektedir. Etkilenen kediler ise genellikle safkan kedilerdir. Ağız yaraları uzun vadede oldukça ciddi ve ağrılı bir hastalık haline gelebilir. Tedavi edilmediği taktirde hayati tehlikeye dahi sebep olur. Kedilerde Ağız Yaraları Belirtileri Kedilerde ağız yaraları ağrı ile kendini göstermektedir. Kediler acılarını belli etmeseler de ağız iltihabı oldukça acı ve ağrı vericidir. Kediler bir esneme ile acı içinde sağlayabilir. Aynı zamanda kedilerde yaklaşma-kaçınma adı verilen bir davranış biçimi bulunmaktadır. Yemeğine yaklaşan bir kedinin yemek yerken duyacağı acıyı tahmin ederek mama kabına tıslaması örnek olarak verilebilir. Kedilerdeki ağız yaraları kolayca fark edilmediği için öncelikle davranış değişiklikleri gözlenebilir. İştahsızlıkKilo kaybıŞiddetli acıAğzın açılması ile ses çıkarma ve ağlamaYemek yerken yiyecekleri düşürmeYemek yemeği veya içmeyi reddetmeYüzde pençe izleriAğız kokusuYutma güçlüğüDişlerde plak oluşumuSalya akıntısıTüylerin zayıflamasıŞiş, kırmızı diş etleriFarenjitKalın tükürükAğrıGörünür ülser ve lezyonlar Kedilerde Ağız Yarası Nedenleri Kedilerde meydana gelen ağız iltihaplarının nedeni tam olarak bilinmemektedir. Aynı zamanda bağışıklık sisteminin reaksiyonu ve kedinin kendi bağışıklık sisteminin dışında ağızda bakterilere saldırması olarak tanımlanabilir. Kedilerde bağışıklık sistemi ağızdaki plaklar ile tetiklenmektedir. Ağız iltihaplarına ve ülserlerine, diş hastalıklarının haricinde bakteriler ve virüsler de neden olabilmektedir. Ağız yaralarına neden olan bu bakteri ve virüsler ise; Kedilerde lösemi virüsü FelVKedi immün yetmezlik virüsü FIVKedilerde herpes virüsü-1 FHV-1Kedi calicivirüs FCVBartonella bakteri Kedilerde Ağız Yaraları Teşhisi Kedilerde ağız yaralarının teşhisi, ilk adımda diş kayıtları dahil olmak üzere tıbbi geçmişinin incelenmesi ile başlamaktadır. Ülser seviyesinin tespit edilmesi için ağız içi muayene yapılır. Kedinizin ağzı ve boğazı ayrıntılı bir şekilde incelenmelidir. Bunun için genel anestezi ya da sedasyon gerekir. Kedinizdeki sistemik hastalıklar değerlendirilebilir. Aynı zamanda virüs izolasyon testi uygulanarak virüs tespiti sağlanır. Bağışıklık ile ilgili virüsün tespiti içinse retroviral test yapılmalı. Ağız bozukluklarının tespiti için de histopatojenik değerlendirme yapılır. Kedilerde Ağız Yaralarına Ne İyi Gelir? Kedilerin ağız yaralarına ilk adımda ağrı kontrolü ve iltihap engelleyici ilaçlar ile başlanır. Kedilerde meydana gelen ağız yaraları, bağışıklık sisteminin bir reaksiyonu sonucu ortaya çıkar. Bu nedenle bağışıklık sistemini baskılamak ya da hastalığı bastırmak için steroid ilaçlar kullanılabilir. Aynı zamanda ilaçlı ağız gargaraları ve antibiyotikler de veteriner hekim tarafından reçete eder. Hastalığın kökenine göre ilaçlar ile tedavi etmek yalnızca geçicidir. Hastalığın kaynağı diş hastalıklarıysa hasarlı dişlerin ya da tüm dişlerin çekilmesi gerekir. Ayrıca kedinizde ağız iltihabının en bilinen tetikleyicisi plaklardır. Ağızda bulunan bakterilerin ürettiği salgılar ise dişlerin üzerinde biyofilm denilen tabakası oluşur. Belli aralıklar ile diş temizliği yapılmaz ise biyofilm diş üzerinde birikir ve plak oluşumuna sebebiyet verir. Plaklar daha sonra diş taşlarına dönüşür. Bu nedenle kedilerin yavruluktan itibaren dişlerinin fırçalanmasına alıştırılması önemlidir. - 1209 Son Güncellenme - 1209 Güncelleme - 1209Yüzdeki yara izleri sık sık bir problem teşkil etmektedir. Dış görünüşte en etkili yer olduğundan önem taşımaktadır. Bunun pek çok nedeni olsa da bunları önlemek mümkündür. Birkaç yöntem ve teknik ile yüzdeki yara izleri geçirmenin nasıl mümkün olduğunu sizler için derledik...Yüzdeki yara izlerinin kalıcı olmasını engellemek için pek çok yöntem vardır. Hatta bunlardan bazıları tamamen doğaldır. Bu yüzden de tamamen yan etkilerden arındırılmıştır. Tabi ki de bazı kimyasal bileşenler ile oluşturulan çözümler de vardır. Fakat bunların yüze ve cilde pek çok yan etkisi olabilmektedir. Bu yüzden doğal olanları daha güvenilirdir. Yüzdeki yara izleri nasıl geçer? Yüzdeki yara izlerinin ilk geçiricisi baldır. Bal yenileyici ve onarıcı özelliğe sahiptir. Bu yüzden de bal çok uzun süredir yüzdeki yara izlerinin tedavisinde kullanılıyor. Hatta kimyasal bileşen içeren bu tarz ilaçlar bile içerisinde bal barındırıyor. Bu yüzden baş gerçekten bu konuda en iyi yardımcılardan birisidir. Kullanımı da çok kolay. Az miktardaki balı yüzdeki yaraların üstüne sürün. Yatmadan önce de soğuk su ile yıkanması gerekir. Hepsi bu. Renk açıcılığı ile yüzdeki yaraların geçmesi Limon renk açıcı özelliğe sahiptir. Yani yüzdeki yara ve benzeri durumlarda yaranın cilt rengine daha çok benzemesini sağlar. İçerdiği C vitamini ile yüzdeki asit dengesini sağlar. Bu da yaraların yabancı bir madde olarak algılanmasını ve atılmasını sağlar. Uygulaması da basittir Taze kesilmiş limon suyu yaraların ya da sivilcenin olduğu bölgeye uygulanır. İçerisinde çok fazla asit barındırdığı için ciltte uzun süre bekletilmemelidir. Aksi taktirde ciddi yanıklara sebep olabilir. Bir saat kadar yaralı bölgede kaldıktan sonra soğuk su ile temizlemek cildin doğal rengine kavuşmasını sağlayacaktır. Yüzdeki yaraların iyileşme süresi ne kadar sürer? Yüzdeki yara izleri eğer sivilceden kaynaklanıyor ise kalıcı olabilir. Bu yüzden mutlaka farklı bir müdahale gerekir. Bal ve limon yöntemi bunu hızlı bir şekilde geçirir. Fakat düzenli olarak bunları uygulamak çok önemlidir. Düzenli olarak uygulanır ise bir aydan daha az bir sürede cildin normal görünümüne kavuştuğu görülür. Özet olarak "Yüzdeki yara izleri nasıl geçer?" sorusunun pek çok yanıtı vardır. Her biri de farklı yöntemler olarak denenebilir. Bunlar genelde düzenli kullanıma bağlıdır. Yani birkaç kez kullanıldıktan sonra geçmesi imkansızdır. Düzenli kullanmadan sonuç vermeyen bu yöntemler tamamen doğaldır. Vücuda bir yan etkisi de olmadığından dolayı herkes tarafından rahatlıklar kullanılabilir. Prof. Dr. Ayşe Serap Karadağ, ergenlik çağında en sık görülen hastalık olan akneyi bu yıl 29 Mart’ta kutlanan Akne Günü’nde değerlendirdi. Prof. Dr. Karadağ, "Akne sivilce derideki yağ bezlerinin kronik iltihaplı, tekrarlayan hastalığıdır. Hastalığın oluşumunda derideki yağ bezlerinde artış, yağın içeriğinde farklılaşma, keratin yapısında bozulma, deri florasındaki bakterilerde artış ve onların yol açtığı yangısal olaylar rol oynamaktadır. Hastalığın ergenlik döneminde başlamasının nedeni ergenlik dönemiyle birlikte hormonların artarak yağ salınımında artışa neden olmasıdır. Akne ayrıca diyet, çevresel faktörler, yüze sürülen kremler, makyaj malzemeleri ve stres gibi çok sayıda faktörden de etkilenmektedir. Yapılan çalışmalarda taş devri diyetle beslenen ve doğal yaşayan daha ilkel toplumlarda akne görülmemektedir. Batılı ve endüstriyel topluluklarda ise beslenme alışkanlıkları ve çevresel faktörler nedeni ile sıklığı giderek artmaktadır" dedi. KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TEDAVİ İÇİN DERMATOLOGA BAŞVURUN Aknenin kronik ve tekrarlayıcı bir hastalık olsa da medikal tedaviyle tamamen iyileşebildiğini belirten Prof. Dr. Karadağ, sözlerini şöyle sürdürdü "Bazen hastalarımız dermatologa başvurmadan farklı tedavi arayışına girmekte, ne yazık ki işin ehli olmayan yüzlerce kişi tarafından önerilen bitkisel tedavi adı altında yanlış bir takım kremler, kürler kullanmaktadırlar. Bunlar sadece para ve zaman kaybına yol açmakta ve iz kalmasını önleyememektedir. Hekim tarafından önerilmeyen, piyasada yüksek fiyatlarla satılan, içeriği test edilmemiş, etkinliği kanıtlanmamış tedaviler hem hastalığı iyileştirmemekte hem de iz kalma riskini artırarak ileriye yönelik kalıcı problemlere neden olabilmektedir. Akne tedavisi sabır gerektirir. Hastalığın birkaç günde iyileştireceğini iddia eden içeriği bilinmeyen tedavilere itibar edilmemelidir. Herkeste görülen sivilcenin tipi ve şiddeti farklıdır. Arkadaşınızın uyguladığı tedavi sizin için uygun olmayabilir. Sivilce tedavisi hastalığın şiddetine, yaygınlığına, iz kalıp kalmadığına ve yaşa göre planlanmaktadır. Cilt tipinize ve sivilcenize uyan kişiselleştirilmiş tedavi için dermatoloğa başvurulmalıdır." ŞİDDETLİ SİVİLCELER KALICI İZLERE YOL AÇIYOR Prof. Dr. Karadağ, "İz bırakmaya eğilimli, erken yaşta başlayan, şiddetli seyreden ve hastanın psikolojisini etkileyen sivilcelerde mutlaka doktor kontrolünde verilecek ilaçlar kullanılmalıdır. 'Sivilceleri tedavi ettirmemize gerek yok, nasılsa geçer' düşüncesi son derece yanlıştır. Özellikle şiddetli sivilceler ömür boyu iyileşmeyen 'skar' denilen kalıcı izlere yol açar. Bu izler ise sadece hastanın dış görünüşünü değil psikolojisini de etkilemektedir. Akne tedavisinde medikal tedavi çok önemlidir. Aktif dönemde hastalığın tedavisi için verilir. Lezyonların olmadığı zamanlarda ise çıkmasını engellemek için haftada 2-3 gün devam tedavisi yapılmaktadır. Bunun yanısıra günde 2 kez deri PH’sına uygun sabun içermeyen sindetlerle veya özel temizleyici solüsyonlarla yüzün yumuşak bir şekilde günde 2 kez temizlenmesi yeterlidir. Daha fazla temizlemek cildi daha fazla kurutarak yağ salınımını uyarabilir. Akneli cildin yağını temizleyiciyle giderdikten sonra yağsız, komedon yapmayan ve gözenekleri tıkamayan akneli ciltler için özel üretilmiş nemlendiricilerle cilt nemlendirilmelidir. Aknede kullanılan bazı ilaçlar da cildi kurutarak daha hassas hale getirebileceği için mutlaka nemlendirici eklenmelidir. Son olarak yine akneli ciltler için özel üretilen güneşten koruyucular kullanılmalıdır. Güneş hem deriyi daha hassas hale getirmekte hem de akneyi tetikleyebilmektedir. Cilde kullanılan tüm ürünlerin ve makyaj malzemelerinin sivilceli ciltler için özel olarak hazırlanmış, yağsız, su bazlı ve komedojenik olmayan ürünler olmasına dikkat edilmelidir; makyaj yapılırsa yatmadan önce mutlaka silinmelidir" diye konuştu. ENDOKRİN BOZUCULAR SİVİLCEYE YOL AÇAR Prof. Dr. Karadağ, "Endokrin bozucular gıdalarla veya günlük hayatta temas ettiğimiz eşyalarla vücudumuza giren ve hormon benzeri etki göstererek obezite, metabolik sendrom hatta kanser dahil çok sayıda hastalığa neden olduğu düşünülen kimyasallardır. Bisphenol A ve diğer endokrin bozucuların akne üzerine etkisine dair bugüne kadar yapılmış insan çalışması bulunmamaktadır. Ancak yakın zamanda yaptığımız çalışmada akne hastalarının sağlıklı bireylere göre çok daha yüksek bisfenol A değerine sahip olduklarını gördük. Ayrıca bireylerin akne şiddeti arttıkça idrarlarında tespit edilen Bisfenol A düzeylerinin de daha fazla olduğunu tespit ettik. Bu sonuç bizlere akne oluşumunda ve şiddetinde endokrin bozucuların rolünün olabileceğini göstermektedir. Örneğin; bazı kişisel bakım ve kozmetik ürünlerinin şampuan, oje, ruj, saç spreyi, parfüm, güneş kremleri ve nemlendiriciler içeriğinde, damacana, plastik şişe ve plastikten yapılan ürünlerde paraben, fitalat, bisfenol A gibi endokrin bozucu kimyasallar bulunmaktadır. Bu ürünler vücudumuzun en büyük organı olan derimize direk teması ve sık kullanımları ile ciltten emilerek akne oluşumunda rol oynayan hormonal faktörleri uyarmakta, ciltteki yağ bezlerinin salınımını artırarak akne oluşumuna yol açabilmektedir" şeklinde konuştu. ÜRÜNLERİN İÇERİĞİNİ MUTLAKA OKUYUN Prof. Dr. Karadağ, sözlerine şöyle devam etti "Etken maddelerin, cilde etkilerini ortadan kaldırmak için;- Endokrin bozucuların neler olduğunun bilinmesi, kullanılan mutfak malzemelerinden kişisel bakım ürünlerine kadar satın alınan ürünlerin içeriğinin okunup ona göre alınması önemlidir. Çok sayıda endokrin bozucu mevcut olduğu için kullanılacak ürünlerdeki içerik detayını öğrenmek için barkod okuyucu cep telefonu uygulamaları da indirilerek yardım Koruyucu preservative, paraben, parafen, fitalat, bisfenol A gibi endokrin bozucuları içeren şampuan, diş macunu, güneş kremi gibi cildimize direkt temas eden ve düzenli kullanılan kişisel bakım ürünleri almamaya özen Konserve veya fast-food gıdalar yerine taze dondurulmuş, kurutulmuş veya mevsiminde taze yiyecekleri tercih Yiyecekler asla yanmaz poşet, plastik tabak vb malzemeler ile Pestisit, insektisit gibi tarım ilaçları ile kontamine olan meyve ve sebzeler yerine organik ürünlerin kullanımı tercih edilmelidir." YAĞLI GIDALARDAN UZAK DURUN Prof. Dr. Karadağ, "Yüksek glisemik indeksli, fast food tarzı, ambalajlı endüstriyel gıdaların, yağlı gıdaların, cips ve çikolatanın, süt ve süt ürünlerinin fazla tüketilmemesine özen gösterilmelidir. Bunun yerine az yağlı, organik sebze meyve ağırlıklı Akdeniz tipi diyet ve probiyotikler tercih edilmelidir. Sivilce uzun yıllar boyu devam edebilen kronik bir hastalıktır. Tedaviler kullanıldıkça iyileşme sağlasa da tedaviyi bıraktıktan sonra tekrarlamaktadır. Bu nedenle hastalık tedavi edildikten sonra da haftada 2 veya 3 gün dermatolog tarafından önerilen kremlere devam edilmelidir. Sivilce kremleri tüm yüze sürülmelidir, böylece deri yüzeyinde görünmeyen sivilce öncüsü oluşumlar da tedavi edilmektedir" diye konuştu. Dil üzerindeki pas tabaka ne anlama gelir? Dil üzerindeki pas doktorların hastalıkları teşhisinde çok önemli rol sıradan vatandaş için pek bir şey ifade sisteminde ki anormalikler, ateşli hastalıklar, boğazda ki kuruluk dilde beyaz bir tabaka oluşmasına birlikte ağızda hoş olmayan bir durum üzerindeki tabaka fırça ile veya dişlerle dil üzerinde pas değişimi veya renk değişimi gibi anormalikler olursa mutlaka doktora değişimler herhangi bir enfeksiyona işaret pas nasıl oluşur? Dil bir kas tabakasından oluşur ve üzeri bir mukoza ile üzerinde kabarcıklar papilla bulunur ve bu papillalar besinlerdeki tatlı tuzlu ve ekşi gibi duyuları almamızı üzerindeki mukoza sürekli kişi sürekli besini sıvı olarak alırsa veya fazla çiğnemeden yutarsa ölü hücreler, yemek artıkalrı ve mikro organizmalardan dil üzerinde pas gibi beyaz bir tabaka ve katı besinler ise dili üzerinini temizler ve bir ilaç üzerindeki beyazımsı tabaka ağız mantarı bir enfeksiyon, gastrit veya sifilis gibi bir hastalığın dilde yansıması iltihaplanması ise kaygan, kırmızı ve dilde yanma gibi bir acı ile kendini gösterir, yani dil iltihapalanması nadiren aşırı alkol, sigara ve başka kanserojen madde kullananların dilinde kötü huylu urlar mantarları Sabahları dil üzerinde beyaz bir tabaka görülmesi gayet normaldir ve paniğe gerek yoktur, çünkü gece vücudun kendi hücrelri veya yabancı maddeler dil üzerinde bu beyaz tabaka sürekli çoğalıyorsa o zaman maya mantarı var mantarları mide ve bağırsakalra yerleşir, bağışıklık sitemi güçlü ise bu mantarı bazı kimyasal ilçalar özeliklede antibiyotikler sindirim sistemindeki faydalı bakterilerin azalıp zararlı bakteri ve mantarların çoğalmasına sebep tatlı yiyecek ve içeceklerle normalden 200 kat hızla nedenle bağırsakalrında mantar olanların kesinlikle tatlı yememeleri ve hamurlu yiyecekleri azaltmaları yanlış beslenilirse zamanla bağışıklık sisitemi mantarları yenemez ve mantarlar toksik maddeler üreterek bir çok hastalığı bilgi için mantarlar Teşhis Dil üzerindeki pas, renk ve şekil değişiklikleri hastalıkların işareti dildeki değişimlere bakarak bir çok hastalığı çok basit teşhis üzeri ülke haritası gibi değişik görünebilir ve bu nedenle harita dil Lingual geographica diye dil genelikle üzerindeki renk değişimleri yenen besinlerdeki ve içilen içeceklerdeki rengi alarak rengi bu renk değişimi renk değişimi kalıcı ise o zaman problem dil üzerinden aldıkları kültürle dilde ne olduğunu dil üzerindeki renk ve şekil değişimleri iç hastalıklardan dolayı ise bu naalşılmaz, bu durumda kann, idrar ve defi hacetin analizigerekebilir vede mide için endoskopi ve kalın bağırsak için kolonoskıopi bu araştırma ve muayenlere rağmen ince bağırsakalrda mantar varsa naşılmayabilir, çünkü mantarlar balteriler gibi değildir ve sülük gibi bağırsak mukozasına yerleştiklerinden def-i hacetle dışarı çıkmaz vede durumda mantarların üretiği toksik maddeler nedeniyle ortaya çıkan rahatszılıklara bilgi için mantarlara Tıbbı Geleneksel Çin Tıbbında dilden teşhis çok çok binlerce yıl önce dildeki değişimleri vücuttaki hastalıklı oluşumlarla bağlantılı olduğunu tesbit Tıbbına göre dilin farklı bölgeleri vücudun farklı bölgeleri veya organlarının aynası gibi dışa pas gibi tabakalr değil, dilin rengi, düz veya pörtülü oluşu, dil üzerinde dikey veya yatay çizğilerin olması dilin kenarlarında diş izi olması dilin şişerek kalınlaşması gibi bir çok faktör Teşhis Dil üzerindeki ve değişik cizik ve şekler iç organlardaki problemlerin dışarı Bach yıllarca binlerce dil üzerinde araştırmalar yapmış ve bir çok hastalığın dilden teşhisini mümkün kılan açılmalarda bulunmuştur. Herbalist Hans-Dieter Bach’a ait bu açıklamalardan bazılarına burada yer diş sağlığı ile ilgili bir konu olmasada diş doktorlarının sürekli dille karşılaşmaları ve kişinin sağlık durmu’nun dilden dile bakarak hastalıkları teşhis çok normal bir yöntemdi zamanla bu metot unutuldu ve sadece çocuk doktorları tarafından kullanılan bir yöntem olarak sade vatandaşta dilinin üzerindeki değişimlerden de rahatszılıklarını nedenle biz burada binlerce dil den teşhis yönteminden birkaç örenek öreneker Hans-Dieter Bach’a dil güz, kadifemsi, grimsi-pempe ve aynı düzlükte üst tabakadan dil ne büyümüş, nede küçülmüştür ve de ne kalın nede 1- Beyaz dilpası genelikle gastrit, enteririt, kolit, gartoenterit gibi mide ve bağırsak enfeksiyonuna ve bağırsaklarda çok yoğun bakteri ve mantar olduğunu gösterir. Resim12- Beyaz dilpası dilin orta çizgisinin yanında olursa bu pankreas foksiyon bozukluklarıa ortasındaki çizginin yanlarında beyazımsı tabakalar varsa, o zaman pankreas da fonsiyon anormalikleri var kökündeki sarımsı tabaka ise bağırsakalrda mantar olduğuna mantar olduğu zamanda bunlar aşırı toksik madde durumda genelikle çok gaz oluşur ve bu gaz diyaframı yukarı doğru kaldırır ve kalp sıkışır ve aritmi, taşikardi ve ekstra sistol gibi kalp rahatsızlıkları Dildeki pas tek bir tarafta ise bu sinirsel rahatsızlığa iltihabı da aynı şekilde tek yanlı beyazımsı bir tabaka oluşumuna işaret bu rahatsızlıklar görülmezse dilin sağ tarafındaki beyazımsı tabaka karaciğerde ve sara kesesinde problem olduğuna ve dilin sol tarafında beyazımsı tabaka varsa dalak rahtsızlığı var kökündeki sarımsı tabaka ise bağırsak mantarlarına Dil kökünde sarımsı bir tabaka varsa bu bağırsaklarda mantar olduğunu gösterir. Aynı şekilde dilin ortasındaki sarımsı tabaka ve dilin sağ kenarındaki diş izleri karaciğerde problem olduğunu gösterir..5- Dilin üzerinde siyah saç renginde bir tabaka varsa o zaman bağışıklık sistemi çok zayıflamış demektir ve çok ağır bir hastalığa yerleşen mantarların üretiği aşırı toksik madde nedeniyle bağırsaklar tahrip olmuş ve bakteriler tarafından üretilen toksik maddeler önlenemediğinden hasta kolon kanserine Dil kenarlarındaki diş izleri çeşitli hastalıklara işaret sağ kenarındaki diş izleri karaciğer-safra rahatsızlıklarına ve dilin sol tarafındaki diş izleri mide ve dalak rahatsızlıkları olduğunu Dilin alt kısmındaki toplar damarlardaki mor görüntüler çok farklı rahatszılıkları gösterir ve bunlarda Kalbin sağ toplar damarında zafiyet , variz ve basur olabileceğini damarlarla ilgili problemler buradan analşılır.😎 Dil üzerindeki katlanmış gibi yırtıklar varsa, o kişinin psikoloj,k olarak hasas olduğuna, korkak ve sinirsel zafı olduğuna kırışmış gibi tabakalar karamplı rahatszılıklara Dildeki bu tür değişimler genelikle kadınlarda görülür ve hormon anormaliklarine vede kadın hastalıklarına Dilin ucundaki kırmızılık gastrite kızarıklık ve düz kaygansı görünüm ise B Vitaminlerinde yetersizlik olduğunu gösterir ve ayrıca yanlış beslenme, karaciğer rahatsızlıkları ve diyabeti Dil üzerinden kişinin beyin kaması geçirip geçirmediği tek taraflı gerilmiş gibi ise beyin kanaması geçirmiş tek taraflı olarak çekilir ve kişi genelikle beyin kanaması geçirdiğinin farkında üzerinde köpük gibi bir tabaka oluşması bir sindirim sisteminde veya safra kesesinde rahatsızlık olduğunu Dil üzerindeki kuruluk menopoz sonrası eklemlerde iltihapalanmaya artirit yine B-Vitamini yetersizliğine Dil üzerinde ki çilek gibi kabarcik papilla B-Vitaminleri yetersizliğine genelike yanlış beslenme sonucu ortaya çıkar.

dilde diş izleri nasıl geçer