FhM3y. Latife Tekin’in romanından sahneye uyarlanan Sevgili Arsız Ölüm-Dirmit’in oyuncusu Nezaket Erden ve yönetmeni Hakan Emre Ünal ile oyunun üçüncü sezonunda konuştuk. Ünal, Türkiye’nin her yerini gezmek istediklerini söylerken Erden de “Dirmit’in anlatacakları bitmedi” diyor. Abone Ol Eda Köprü Yılmayan Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm kitabını salgının ilk başladığı ve evlere kapandığımız dönemde okumaya başladım. Kitapla tanışmam biraz geç oldu ancak herkesin kendi dünyasına döndüğü bir dönemde Alacüvek köyünün sakinleri ve Aktaş ailesiyle büyülü bir romanın içine girdim. Sevgili Arsız Ölüm; Atiye, Huvat, Mahmut, Seyit, Nuğber, Halit, Zekiye ve Dirmit kızın hikâyesinin yazarın yaşadıklarından damıtıldığı ve sözlü kültürle harmanlandığı, bir ailenin köyden şehre göçünü, var olma çabalarını, yaşadıkları zorlukları konu edinen bir roman. Oyun ailenin küçük kızı, kabına sığmayan, annesi Atiye’nin bir türlü çözemediği, tüm olumsuzlukların üstesinden ayla, güneşle, çiçeklerle, konuşarak gelen Dirmit’in gözünden sahneye taşınıyor. Uzun bir aradan sonra tiyatro salonunda olmanın mutluluğu, yalın, anlatımı güçlü bir oyun izlemenin keyfiyle oyunun yönetmeni Hakan Emre Ünal ve sahnede tüm Aktaş ailesine hayat veren ve bu yıl Altın Portakal Film Festivali’nde İnsanlar İkiye Ayrılır filmiyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan Nezaket Erden’le görüştüm. Romandan uyarlanan ve anlatı sanatıyla oluşturulan oyunu ve Dirmit’le tanışma hikâyelerini onlardan dinleyelim. DİRMİT BANA GÜÇ VERDİ Dirmit’le nasıl tanıştınız? Hakan Emre Ünal Nezaket’le üniversitede yüksek lisans sırasında tanıştık. Bitirme tezi için bir araştırma yapmak istiyordu. Latife Tekin’in kitabı Sevgili Arsız Ölüm üzerine çalışmak istediğini söyledi. Dirmit karakteri üzerinden bana romanı anlatmaya başladı. Öncesinde bilhassa kitabı okumadım. Onun kitaba yaklaşımı, yazarı nasıl algıladığı, o dili nasıl dönüştürdüğü ilgimi çekiyordu. Kitabı Dirmit karakteri gözünden anlatıyordu, ardından ben de kitabı okudum ve aylarca birlikte çalışmaya başladık. Nezaket Erden Dirmit’le yedi sene önce tanıştım. O dönem bir oyunculuk atölyesine katılıyordum ve o sıralarda romandan sahneye isimli bir atölyemiz vardı. Bir roman karakterini sahneye taşımamız bekleniyordu ancak içime sinen bir karakter bulamamıştım. Daha sonra kitapçıları gezmeye başladım. “Sevgili Arsız Ölüm” kitabını görünce adından çok etkilendim, hemen elime aldım ve sayfalarını çevirip bir iki yeri okudum. Sonra da hemen kitabı alıp bir solukta okudum. Romanı çok sevdim. Özellikle Dirmit’i çok sevdim. Kendimle birçok benzerlikler buldum. Atölye için beş dakika süren bir metin yazdım ve oynadım. O dönem Galatasaray Üniversitesi’nde okuyordum. Mersin’den İstanbul’a yeni gelmiştim. Dirmit bana direnme gücü verdi, kendimle onun arasında bir bağ kurmuştum. KÖYLERDE DE OYNUYORUZ Bu sezon kaçıncı oyunu sahneliyorsunuz? Hakan Emre Ünal 250’den fazla oyun oldu. Her yerde oynuyoruz, köylerde de oynuyoruz. Çeşitli şehirlerde oynadık. En son Gaziantep’te oyunu sahneledik. Türkiye’nin her yerini gezmek istiyoruz. Bütün oyunlarımızla bunu yapabilmek istiyoruz. Dekorun taşınabilir olması önemli. Amacımız yalın bir üslup ile oyuncunun metni aktardığı oyunlarla seyirciyi buluşturulabilmek. Dirmit’in anlatacakları bitti mi? Nezaket Erden Tabii ki bitmedi. Oyun biterken bile Dirmit’in hiç durmayacağını seyirciye hissettirmek istiyorduk. Çünkü bu kız direnme gücünü asla kaybetmeyecek. Seyirci bu hissiyatla salondan çıksın istedik. Kitap tanrı anlatıcı diliyle anlatılıyor. Tüm karakterlerin hikâyelerini eşit bir biçimde dinliyoruz. Ama anne Atiye romanın baş karakteri diyebiliriz. Biz sahnede hikâyeyi Dirmit’in gözünden anlatmayı tercih etsek de Atiye’nin gözünden de bir oyun yazılabilir mi diye düşündük, düşünüyoruz da. Tüm karakterler için ayrı ayrı oyunlar yazılabilir. Hepsinin romandaki her anı çok ama çok kuvvetli. Mahmut, Huvat, Zekiye, Nuğber, Seyit, Halit… Hepsinin derdi, şehirle mücadelesi çok kuvvetli. Altın Portakal Film Festivali’nde İnsanlar İkiye Ayrılır filmiyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü kazandınız. Dirmit karakteriyle de tiyatro ödülleri kazandınız. Emre Bey siz de geçtiğimiz sene Bozkır filmindeki rolünüzle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü almıştınız. Birlikte çalışmak size iyi geldi sanırım. Nezaket Erden Birlikte üretebilmek kolay bir şey değil, hele bir de karı koca olunca. Kavgalarımız bile sonunda bir şeye dönüşüyor. Bu çok hoşuma gidiyor, birlikte üretebiliyoruz, çok iyi tartışabiliyoruz. Hakan Emre Ünal Biz çok çalışıyoruz. Bazen aylar boyu çalıştığımız oyunları hikâyeleri daha seyirci ile buluşma zamanı gelmedi diyerek rafa kaldırabiliyor, hatta doğru zamanı şu an değil diyerek iptal edebiliyoruz. Nezaket ile her an bir çalışma ortamımız var. Bazen ne zaman çalışıyoruz ne zaman çalışmıyoruz ayıramadığımız zamanlar oluyor. Zorluğu da çok tabii ama güzel. Şanslıyız ki çevremizde de bize güvenen bizle çalışmak isteyen çok değerli insanlar var. Tiyatro Hemhâl’de Ayşe Draz, Özlem Hemiş gibi çok önemli isimlerle çalışıyoruz. Ekibiz, küçük ama çok kıymetli oyuncularımız var. Pınar Güntürkün, Kürşat Demir, Kayhan Açıkgöz gibi. Sinema alanında da ikimiz de çok değerli yönetmenler, ekiplerle çalıştık. Tiyatroda dert edindiğimiz meseleleri çalışırken, sinemada başka hayallere dertlere ortak oluyoruz. Niyetimiz, beklentimiz daha fazla böyle karşılaşmalar yaşamak. LATİFE TEKİN BAŞTA İZİN VERMEMİŞTİ Latife Tekin oyunu beğendi mi? Onun karşısında oynarken neler hissettiniz? Nezaket Erden Latife Tekin başta oyunu sahnelememize izin vermemişti. Önce bizi evine davet etti, ilk kez onun karşısında evinin salonunda oynadım, kuvvetli bir etki bıraktığımı hissetmiştim onda. Oyunun 40 dakikalık bir versiyonuydu. Sonrasında uzun uzun sohbet ettik. Çok güzel bir andı. Bizden bir hafta süre istedi, sonrasında da izin veremeyeceğini söyledi. Sanki izin vermiyordu ama bir yandan da devam edin diyordu. Çünkü evinde oynadığımız sırada ’bu iş artık benden çıkmış’’ demişti. Tabii Emre ile o dönem çok üzüldük, insanlara bu hikâyeyi anlatma hevesiyle doluyduk. Oyun benim bitirme projemdi ve ücretsiz proje gösterimleri oynamaya karar verdik. Altı kez gösterim yaptık, oyun gazetelerde yazıldı, profesyonel olmamasına rağmen çok sevildi, kulaktan kulağa yayıldı. Latife Tekin’i oyuna davet ettik. Zaten oyunu izlemeden evvel oyunu oynamamız konusunda kızı Yasemin, Latife Hanım’ın fikrini biraz değiştirmiş. İnsanlarla birlikte izleyince de oyun biter bitmez ücretsiz de oynamayın artık para kazanın dedi. Oyunun üzerine biraz daha çalıştık. Sonrasında beş, altı defa daha oyunu izledi. Kendisinin kurduğu Gümüşlük Akademisi’nde de açık havada oynadık, şu anda çok güzel bir ilişkimiz var. Çok çok seviyoruz Latife Hanım’ı. Video haberler için YouTube kanalımıza abone olun
Kitap yazma kararını aldıktan sonra nasıl bir süreçten geçtiğinizi merak ediyorum. Orhan Pamuk’la yaptığım röportajda “Benim için yeni bir romana başlamanın ilk adımı bu yeni romanı yazabilecek yeni bir insana dönüşmek” demişti. Bu yüzden de önce kütüphanesindeki kitapların yerlerini değiştirerek kendini hazırlamaya başlıyormuş. Siz nasıl hazırlanıyorsunuz yeni bir kitaba? Orhan kitaplıkta doğmuş, bu besbelli. Bense, taş bir evin toprakla sıvanmış duvarları arasında, tek bir kâğıt parçası olmayan bir yerde. Onun varoluşuna daima sevgiyle, ilgiyle yaklaştım. Ama ben de böyleyim. Benim yazı yaşamım “hazırlanmak” düzeniyle işlemez bu yüzden, “içine atılmak” daha doğru olur, “sonsuz hayal ederim yazacağım şeye dönüşürüm” diyorum ben. Yazar olmaya çalıştığımı hatırlamıyorum hiç, başıma geldi. Yazı masanız ve yazı aletleriniz yıllar içinde değişmiştir mutlaka. Polisten gizlenerek kaldığınız evlerde köşedeki bir masada ödünç alınmış bir daktiloyla ilk kitaplarınızı yazmıştınız. Şimdilerdeyse yatakta yazdığınızı söylüyorsunuz. Yazıyla çok duygusal ve büyülü bir bağ kurduğunuz için merak ediyorum; daktiloyla yazmak, kalemle yazmak, bilgisayarda yazmak, masada veya yatakta olmak... Tüm bunlar yazma deneyimine ve metne yansıyor mu? Sevgili Doğu, somut haliyle soruyorlar bunları, ben de bazen o somutlukta böyle söylüyorum ama insan yazmaya koyulmuşsa daima yazmaktadır. Masa başına oturmadan da yazıyordur. Kafadan bedene, bedenden eve, evden dışarıya, dışarıdan kâğıda, kâğıttan kitaba gidene kadar devam eden bir yazım bozum sürecinden söz ediyoruz. Yatakta diyorsam, eros da vardır işin içinde, doğurmak da. Gümüşlük Akademisi’ni kurduğunuzdan bu yana Bodrum’da da çok büyük değişiklikler oldu. Manves City’de Erice adını verdiğiniz kasabanın Bodrum olduğunu düşünüyorum. O çürüme ve yozlaşmayı satırlarınızda okuyoruz. Yoksullar da varsıllara hizmet ederek doğa katliamına katılıyorlar. Herkes aynı sömürü düzenine katılarak savruluyor ve sürükleniyor mu? Yooo hayır, Bodrum değil o bölge, azmanlaşmış bir sanayi kenti ya da kasabası. Makinaların doğayı yediği her yer. Çürüme ya da yozlaşma “her yer” gibi, muğlak ve görece kavramlar; ama birbirini besleyerek var olurlar. Bugün hayatı boğacak kadar gelişmiş kötülüklerdir bunlar. Gözle görülür, elle tutulur, yaşamak için sineye bile çekilir olmuşlar. İşte anlatılan bu. Ama sineye çektiğimiz, içimize çekerek kendi hayatımızı da çürüttüğümüzün hikâyesi oluyor sonuçta bu yazılanlar. İki yıldır yaşadığımız pandemi hepimizde yeni yüzleşmelere, hesaplaşmalara ve tam anlamıyla “sürüklenme”lere sebep oldu. Siz bir yazar olarak bu süreçte nasıl bir psikolojiden geçtiniz? Yeni bir kitap yazmak –ya da belki yine iki kitap !– için bir dert, bir yenilgi, bir ilham doğdu mu? Herkesten bir farkım yoktu. Yazar olmak önce okur olmaktır ya hani. Bol bol okudum, düşündüm, kaygılandım, kederlendim, umutlandığım bile oldu. Ya siz?
ROMAN HAKKINDA “Gerçekleşmeyen düşler, aralarında doğup büyüdüğüm insanları paramparça etti… Kente ayak uydurabilmek için boğuşup durdum. Her yanım yara bere içinde kaldı. Boğuşurken birlikte doğup büyüdüğüm insanlardan ayrı düştüm. Ama kendi öz değerlerimi, dilimi ve o insanların durulmaz bir coşkuyla bana taşıdıkları sevgiyi koruyabilmek için roman bu direnişim için aralarında büyüdüğüm insanların bana armağanıdır.” Latife Tekin OYUN HAKKINDA Köyden şehre göç eden kalabalık bir ailenin şehirle mücadelesini ailenin en küçük kızı Dirmit’in gözünden dinliyoruz. Sıkıştıkları tek odalı evde, şehre tutunma mücadelesinde hepsi kendilerince bir yol tutturuyor. Dirmit kız ise durmak bilmeyen merakı ve direnme gücü sayesinde karşısına çıkan zorluklarla baş etmenin türlü yollarını buluyor. Onu şehirden korumaya çalışan annesi Atiye, babası Huvat ve abileri Dirmit’in türlü yollarından huylanıyor, ona adet ve geleneklerin rehberliğinde türlü engeller koyuyorlar. Ama Dirmit durur mu, durmuyor! Hakan Emre Ünal- Nezaket Erden SÜREÇ HAKKINDA Oyun, romanın oyuncu kişisine dokunduğu yerden Dirmit’i, Dirmit’in anlatısı üzerinden ise romandaki diğer karakterleri tanıma ve romanın yazar-anlatıcı yoluyla kurulmuş büyülü gerçekçi dilini, karakter-anlatıcıyla en yalın halde sahneye taşıma araştırmasının bir ürünüdür. Yazan Latife Tekin Uyarlayan-Yöneten Hakan Emre Ünal Uyarlayan-Oynayan Nezaket Erden Işık Tasarım Hakan Emre Ünal Proje Danışmanı Zeynep Günsur Yüceil Reji Danışmanı Celal Mordeniz Afiş Tasarım Kardelen Akça
OYUNLAR Oynadığı Sahneler Etkinlikler Henüz etkinlik eklenmemiş. Bugün Bu Hafta Bu Ay Gelecek Ay İlişkili İçerikler Dramaturgi Arama Oyun adı, Orijinal adı, Yazar adı, Çevirmen adı bölümlerinde arama yapabilirsiniz Sahneleyen Tiyatro Tiyatro Hemhal Oyun Durumu Oyun Gösterimde İlk Oynama Tarihi Süre Tek perde- 75 dakika Gösterim Sayısı 107 Sosyal Medya Kadro METNİ DÜZENLEYEN VE OYNAYAN NEZAKET ERDEN METNİ DÜZENLEYEN VE YÖNETEN HAKAN EMRE ÜNAL REJİ DANIŞMANI CELAL MORDENİZ PROJE DANIŞMANI ZEYNEP GÜNSUR YÜCEİL AFİŞ ÇİZİM PERİM IŞİSAĞ AFİŞ VE BROŞÜR TASARIM KUTAY YAŞAR TEKÖZ BİR TİYATRO MEDRESESİ YAPIMIDIR… Oyuncular NEZAKET ERDEN İlişkili Kişiler Konu Dirmit’in tek bir gecesinde geçen oyun, romanın oyuncu kişisine dokunduğu yerden Dirmit’i, romandaki diğer karakterleri ise Dirmit’in anlatısı üzerinden tanıma ve romanın yazar anlatıcı yoluyla kurulmuş büyülü gerçekçi dilini, karakter-anlatıcıyla en yalın halde sahneye taşıma araştırmasının bir ürünüdür. Latife Tekin’in aynı isimli romanından, TİYATRONLİNE
Ünlü yazar Latife Tekin’in romanından uyarlanan “Sevgili Arsız Ölüm – Dirmit” adlı tiyatro gösterisi Ödemiş Sanat Etkinlikleri Mecrası’nın ÖSEM orgaünizasyonu ile Ödemişli sanatseverlerle buluştu. Yazar Latife Tekin de oyunu izleyip daha sonra okuyucularıyla buluştu. Konuyla ilgili Birgün Gazetesi’nde yayınlanan haberi paylaşıyoruz Romancı Latife Tekin’in 1983 yılında yayınlanan ilk romanı Sevgili Arsız Ölüm’ü tiyatroya uyarlayan yönetmen Hakan Emre Ünal ve oyuncu Nezaket Erden, ÖSEM’in davetlisi olarak Ödemişe geldi. “Sevgili Arsız Ölüm – Dirmit” adlı oyun Belediye Kültür Merkezinde yaklaşık 400 kişilik katılımla izlendi. Geceye eserin yazarı Latife Tekin, geçtiğimiz Pazar günü Ödemiş Belediye Başkanlığı’na seçilen Mehmet Eriş, CHP Ödemiş İlçe Başkanı Hamdi Halis, Ödemiş Ticaret Odası Başkanı Rıfat Eriş, Bademli Fidancılık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Selçuk Bilgi ve belediye meclisi üyeleri de katıldı. OLUŞAN İLGİYE SALON YETMEDİ Oyundan önce ÖSEM tarafından sahneye davet edilen yazar Latife Tekin, CHP’yi ve Mehmet Eriş’i seçim başarısından dolayı kutladı. Ödemiş’e ilk kez Bekir Keskin’in başkanlığı döneminde geldiğini, daha sonra pek çok kez burada bulunduğunu, 2017 ve 2018’de de ÖSEM üyeleriyle bir arada olmanın mutluluğunu yaşadığını aktardı. Tek kişilik oyunda Nezaket Erden’in yaklaşık 1,5 saatlik performansı seyircilerden büyük alkış aldı. Oyuna ilgi büyük olunca koltuk sayısı yetmedi kimi vatandaşlar taburelerde ve basamaklarda oyunu takip etti. Gecenin sonunda Mehmet Eriş ve Rıfat Eriş, ÖSEM adına sanatçılara çiçek takdim etti. SANAT İÇİN GÖNÜLLÜLERLE İŞBİRLİĞİ VURGUSU Ödemiş’in daha canlı bir sanat hayatına sahip olması için yerel yönetimler ve gönüllülerin işbirliği yapması gerektiğini vurgulayan Mehmet Eriş, bundan böyle ÖSEM’le de Ödemiş adına belediyenin güzel işlere imza atacağını söyledi. Eriş, hedeflerinin Ödemiş Belediye Kültür Merkezi’nin her ay farklı etkinliklerle Ödemişlileri ağırlaması olduğunu belirtti. “ÖSEM ETKİNLİKLERİ HEP BÖYLE OLUYOR” ÖSEM’in paydaşlarından Ödemiş Ticaret Odası’nın yönetim kurulu başkanı Rıfat Eriş de emeği geçenleri tebrik ederek, “ÖSEM etkinlikleri hep böyle oluyor. Bizleri hiç hayal kırıklığına uğratmadılar, çok başarılı, etkileyici bir oyundu” diye konuştu. Sevgili Arsız Ölüm’ü tiyatroya uyarlayan yönetmen Hakan Emre Ünal da “Görüyorum ki Ödemiş’e bahar gelmiş” sözleriyle salondakilerden büyük alkış aldı. TEKİN, OKUYUCULARIYLA BULUŞTU Gösteri sonrası ÖSEM, Latife Tekin’i Ödemiş’te 11 yıldır faal olan okuma grubunun üyeleriyle de buluşturdu. Saray Kafe’deki buluşmada Tekin’in hikayelerini Ödemiş ve çevresinde oluşturduğu “Sürüklenme” ve “Manves City” adlı iki yeni romanı üzerine söyleşi gerçekleştirildi. Haberin Linki
sevgili arsız ölüm dirmit antalya